Aydın Masaj Salonu-Bayan Masör Esra

Aydın Masaj Salonu-Bayan Masör Esra

Aydın Masaj Salonu-Bayan Masör Esra Onların eşleri yeterince yiyecek pişirmekte ve hatta diğer alanlarda da yeterince iş görmektedirler. Hayır, kadınları basit basit mönüden silmek mümkün değildir. Bu şekilde adamların hiçbir şeyi noksan kalmazken kadınların da aslain eksikliğini yaşamaları engellenmiş olur. Fakat bazıları bu yerlerden giMüdürün kadını her gün bir başka giysi giyer, hatta giydiklerini gün içinde tekrar yeniden değiştirir, evinin tülleri her gün yeniden tertemiz yıkanmıştır. Aslına bakarsanız köydeki kadınlarla müdürün karısını ayıran önemli bir etkendir temiz perdeler.

Müdür, daha sonra arkadaşıyla buluşmak için izin kopartmaya çalışan ve bunu yaparken devamlı havalara fırlayan oğluyla konuşmaya çalışmaktadır. Bu çocuğun arkadaşlarını seçme hakkı yoktur, çünkü arkadaş dediklerinin babaları, müdürün EKMEĞİNİ yemektedir. Fakat bu çocuk yerde sürünerek diğerlerini oyalar ve hatta onları oyuncak otomobilleri benzer biçimde istediği tarafa yöneltir. Anne elinden geldiğince piyanoda eşlik eder ve dışarıda güvensiz kafalar tek tek göğüslerin üstüne düşer. Bu insanlar kendilerini satın almışlardır ve şimdi topraklarında büyüyen dehşet binanın getirdiği pahalılıkla bir halde başa çıkmak zorundadırlar. Pamuğa sarmalanmış, pamuk şeklinde yıkanmış bir şekilde bankaların önlerinde yarısı faizlere gidecek olan maaşlarını almayı beklerler.

Aydın Masaj Salonu-Bayan Masör Esra

Aydın Masaj Salonu-Bayan Masör Esra Banka müdürü yere bakar, insanlar kendi yaptıkları evlerinden de olmamak için bin türlü dalavereye baş vurmaktadır. Banka müdürü insanların bir zamanlar çok sevdikleri evlerini sonlara doğru, en sonunda alması icap ettiğinin farkındadır. O insanların ruhlarındaki üzüntüyü anlamış olur, eğer o ara insanların içine insan olmayan bir yaratık bakmıyorsa, tabii! Soğuk olan bu yerde fakirler birbirleriyle kavga dövüş içindedir. Onlar yaşamın kendileriyle oynadığı oyunu anlamaya çalışırlar. Balık kadar mutlu olan bankacılar köylülerin paralarına el koymakta ve geri kalanını nasıl alacaklarını düşünmektedirler.

Fasanlarla bire bir tanışıklıktan kaçınan ziraat kooperatifleri bayat süt ürünleri ve zehirli peynirlerle insanoğluı boğmaktadır. Hatta ailelerin en minik üyelerinin bile gözlerinden feri, tırnaklarının altından karalığı alırlar. Ta ki birisi delirinceye ve katil olarak ağlayan ölülerle dolu yuvasını terk edinceye kadar. Ve yalnız düşük tirajlı bir gazete yaşanan dehşeti aktarmaya çalışır. Camdan dışarı bakılmış olduğunda güzel doğanın her vakit birazcık daha büyümüş olduğu fark edilir.