Aydın Masöz Bayan Genç Esra Hanım

Aydın Masöz Bayan

Aydın Masöz Bayan Turner otuz saniye kadar bekledikten sonra sordu, “Okuduğun ne?” Miranda donakaldı, sonrasında yavaş yavaş hareket ederek, sanki gmeşhurk işlerinden en iğrenç olanını yapıyormuş şeklinde kitabı havaya kaldırdı. “Aiskhylos, ne kadar iç karartıcı.” “Benim ruh halime uyuyor.” “Bu bir iğneleme mi?” “Beni küçümseyerek mevzuşma, Turner. Bu koşullarda hiç uygun düşmüyor.” Turner kaşlarını kaldırdı. “şu demek oluyor ki bu tam olarak ne anlama geliyor?” “Bunun anlamı şu ki, ikimizin içinde tüm bu olanlardan sonrasında, senin bu şekilde üstmeşhurk taslaman artık doğru değil.”

“Amma da uzun cümleydi.” Miranda ona öfkeli bir bakış attı ve bu kere kitabı kaldırdığında yüzünü tümüyle kapattı. Turner kıkırdadı ve arkasına yaslandı, bu durumdan aldığı haz kendisini bile şaşırtıyordu. Sakin olanları çok ilgi çekici bulurdu. Miranda hiçbir süre kendisini ilgi odağı yapmayı tercih etmemiş olabilirdi ama mevzuşmayı belli bir zekâ ve üslupla götürebiliyordu. Ona yem atmak büyük bir eğlenceydi. Turner, bundan dolayı de kendini zerre kadar kabahatlu hissetmiyordu. Bütün bu kırgın tavrına rağmen, Miranda’nın, bu söz dalaşının her zerresinden minimum kendisi kadar hoşlanılmış olduğundan mutlaka emindi. Bu gezi o denli da korkunç olmayabilirdi.

Aydın Masöz Bayan

Aydın Masöz Bayan Turner sadece onu bu tür hoş bir diyalog ile meşgul edebilmek ve dudaklarına fazla uzun süre bakmamak zorundaydı. Dudaklarından gerçekten de hoşlanıyordu. Fakat bunu yine düşünmeyecekti. Mevzuşmaya devam edecek bu kargaşaya bulaşmadan önceki zamanlarda olduğu şeklinde eğlenmeye çalışacaktı. Miranda’yla olan o eski arkadaşlığını fazlaca özlemişti ve iki saat süresince bu otomobilde birlikte hapis olacaklarına nazaran aralarındaki ilişkiyi birazcık olsun yoluna geçirmek için bir şeyler yapabilirdi. “Ne okuyorsun?” diye sordu. Miranda öfkeyle başını kaldırdı.

“Aiskhylos. Bunu esasen sormamış mıydın?” “şu demek oluyor ki Aiskhylos’un nesi, anlamında sormuştum, ” diye açıkladı. Miranda’nın yanıt vermek için kitaba bakmak zorunda kalmış olduğunı görünce şaşırdı. “Eumenides.” Turner yüzünü buruşturdu. “Hoşlanmıyor musun?” “tüm o öfkeli kadınlardan mı? Sanırım hayır. Bana güzel bir macera hikâyesi ver, her gün okuyayım.” “Ben öfkeli kadınları severim.” “Kendini onlarla büyük ölçüde duygudaş mı hissediyorsun? Tatlım, hayır, dişlerini sıkma Miranda, dişçiye gitmekten hoşlanmayacağından ne olursa olsun eminim.” Miranda’nın çehreı öyle bir hal aldı ki, Turner gülmekten başka bir şey yapamadı.